Uluslararası Hukukta Devlet Yetkililerinin Açıklamalarının Belgelenmesi

Bilindiği gibi bireylerin aksine Devlet yetkililerinin açıklama ve beyanları alelade ifadeler olarak kabul edilemez ve şahsi görüşleri olarak değerlendirilemez. Özellikle üst düzey yetkililer tarafından yapılan açıklamalar diplomatik krizlerden iç hukukta yeni süreçlerin başlamasına kadar geniş bir yelpazede etkiler meydana getirebilir. Bu neviden açıklamalar, kimi zaman yalnızca açıklamayı yapan yetkilinin ülkesindeki vatandaşları bağlarken kimi zaman da ülke sınırları aşarak uluslararası hukuk açısından etkili sonuçlar doğurur.
Dolayısıyla devlet yetkililerinin açıklamaları, devletin resmi görüşü olarak değerlendirilebilir. Örneğin, bir devlet başkanının başka bir devlete savaş ilan etmesi uluslararası hukukta o devletin resmi pozisyonunu belirler.
İfadelerin gücünü ve önemini şu atasözü çok iyi açıklar:
“Söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı. Söz ola ağılı aşı, bal ile yağ ede bir söz.”
İsrailli Sözde Devlet Yetkililerin Açıklamaları
Yakın zamanda Filistin’de yaşayan insanların sürgün edilmesine ve katledilmesine yönelik İsrailli yetkililerin açıklama ve beyanlarının nasıl on binlerce insanın ölümüne ve büyük bir soykırıma yol açtığına şahitlik etmekteyiz. İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının farklı bir hüviyet kazandığı 7 Ekim 2023 tarihinden itibaren mezalimi meşrulaştırmaya çalışan sözde İsrail devleti yetkililerinin açıklamaları insan onuru, yaşam hakkı, özgürlük, kimlik ve etik gibi insan hakları hukukunun temel ilkelerini ve değerlerini hedef almaya devam ediyor.
Çağımızda, herkesin din, dil, ırk, cinsiyet, renk, milliyet, aidiyet gibi temellerden vareste eşit hak ve özgürlüklere sahip olduğu şeklinde tanımlanan insan hakları bir türlü pratiğe yansımıyor ve ideal düzlemde kalıyor. Hal böyle olunca batı menşeili insan haklarının yalnızca batılı insanların haklarını korumaya dönük olduğu eleştirileri haklılık kazanıyor. Salt güçle hareket eden ve hiçbir hukuk kuralını tanımayan İsrail, günümüzde uluslararası hukukun en büyük sorunu olmaya devam ediyor. Bu yaklaşım, Gazze’de sığınılacak hiçbir liman bırakmadı. Anlamı “ferahlık ve esenlik” olan Refah kentinin, Siyonizm cinneti ve zulmünün ateşi altında yanmasına yol açtı.
Devlet Yetkililerinin Açıklamalarının Belgelenmesinin Önemi
Peki, İsrail gibi sözde dahi olsa bir devletin yetkililerinin açıklamalarının irdelenmesi ve belgelenmesi neden önemlidir? Bunun en temel cevabı her ne kadar canlı yayında bir soykırım izlemeye ve uluslararası kuruluşların kınamalarından öte geçmeyen pasif duruşunu görmeye devam etsek de İsrailli yetkililerin açıklama ve beyanlarının belgelenmesi uluslararası insan hakları hukuku açısından son derece önemli. Bilindiği üzere geçmişinde apartheidi yenmiş ve nüfusunun yalnızca % 2’si Müslüman olan Hristiyan Güney Afrika Cumhuriyeti, meselenin bir insanlık meselesi olduğunun bilinciyle İsrail’in soykırımını belgelemek için İsrailli yetkililerin açıklama ve beyanlarını kullanarak konuyu Uluslararası Adalet Divanına taşıdı. İsrail’in niyet veya kast unsurunun belirlenmesinde bu açıklama ve beyanlar kritik rol oynadı ve Mahkeme, değerlendirmesinde bu hususlara geniş yer verdi. Özellikle İsrail'in Filistinlilere yönelik "soykırım" ve "yok etme" kastının ispatında bu beyanlar apaçık birer delil olarak vücut buldu. Dolayısıyla devlet yetkililerinin açıklama ve beyanları uluslararası hukukta Filistinlilere yönelik soykırımının ispatına katkı sundu.
Bunun yanında İsrailli yetkililer insan hakları hukukunu hiçe sayan açıklama ve beyanlarda bulunmasa da sonuç değişir miydi sorusu akla gelebilir. Fakat bu soru bir uyuşmazlık ya da tartışma konusu olacak mahiyet taşımamaktadır. Zira elbette Devletler her şeyden önce açıklamaları kadar eylemlerinden de sorumlu olup bu eylemler ve ifadeler aslında o devletin amaç ve hedeflerini gösteren birer araç olarak değerlendirilmelidir. Bu bağlamda İsrail; on binlerce Filistinliye döktürdüğü kandan ve gözyaşlarından, yakıp yıktığı evlerden, açlığa mahkum ettiği ve yarım bıraktığı hayallerden, çaldığı gelecek ve hayatlardan sorumludur. Gerek eylemleri gerek açıklamalarıyla İsrail, tarihin en büyük hukuk ve insanlık sorunu olarak karşımızda durmaktadır. Bu sorunun ortadan kaldırılması ise tüm devletlerin ve insanlığın ortak vazifesidir. Sona ermesi duasıyla.