Erol Erdoğan’ın N'APSAK BU GENÇLERİ? Kitabı Üzerine

Erol Erdoğan’ın N'APSAK BU GENÇLERİ? Kitabı Üzerine

Sosyal bilimler toplumsal dinamik ve toplumsal statik üzerine çalışan bir bilimdir. Klasik sosyolojide yer alan bu toplum kategorileri günümüz toplumunu da tanımlamak için bize önemli bir analitik araç sunar; toplumsal dinamizm.

20 yüzyıl düşünürleri, çağımızı belli özelliklere göre tanımlamış ve adlandırmışlardır. Bilgi toplumu, teknoloji toplumu, çağdaş toplum, akışkan toplum vb... Bu tanımların her birisinin dayandığı argümanlar, gerekçeler günümüzde de bir biçimde var olan ve karşılığı olan olgulara dayanmaktadır. Bu genel ana başlık gövdeleri çerçevesinde gençlik konusu sosyal bilimin toplumsal dinamik ve akışkan toplum saç ayağına karşılık gelen problem alanları ile ilgilidir ve toplumsal dinamiğin en çok da ilgili olduğu toplumsal olgu hiç kuşkusuz gençlik olgusudur. 

Genel olarak bilim, yöneldiği, ilgili olduğu alanı, konusu ve nesnesi/nesneleri ile ilgili tanım, açıklama, sınıflandırma yapmak gibi amaçları taşımaktadır. Bu temel perspektif ışığında bir olgunun rasyonel soyut ve genel bir açıklamasına ve izahına ulaşılması amaçlanmaktadır. Tabii ki her konunun içeriğine, mahiyetine göre alandan farklı yöntem ve tekniklerle bilgi toplama süreçleri söz konusudur. Kimi araştırmalar doğal olarak nitel araçlar, bilgi toplama araçları üzerinde yürürken kimi araştırmalar da nicel veriler üzerinden bir analiz yapmaya çalışmaktadır. Araştırılan konunun anlamlı bir şekilde görünür kılınması ve sınıflandırılması ulaşılmak istenen önemli bir amaçtır. Bazen bakıp da göremediğimiz, görüp de anlamlı bir bütünlüğe ulaştıramadığımız, yükseltemediğimiz, kavuşturamadığımız pek çok veri ile gündelik yaşam akışında karşı karşıyayız. Tabii ki bunun değişik sebepleri vardır; konunun önemi ve ehemmiyetini kavrayamamak, gereken ciddiyeti gösterememek, genel ve ön yargılarımız ve benzeri sebepler burada sıralanabilir.

Bu temel çerçevede gençlik olgusu günümüzde ele alınması aciliyet gerektiren bir olgu ve problem alanıdır. Aciliyeti, bir yandan gençlerin aceleciliği, dinamizmi ile içinde yaşadığımız sosyal yaşam akışı arasındaki çatışma ve etkileşim süreçlerini anlamak açısından önemlidir.

İşte sosyal bilim tasavvurunda genellikle var olan bu tür bir problem alanı/zemini ve görünürlük üzerinden Erol Erdoğan Hoca gençliği değişik açılardan ele alıp inceleme konusu yapmıştır. 

 Erdoğan, bu çalışmayı gençlere yönelik yargılarımıza kelimelerimiz ve cümlelerimiz üzerinden ayna tutmak için yaptığını belirtmektedir.  Bununla birlikte, özellikle yetişkinlerin, yaşlıların yani hepimizin gençlik tasavvurlarını sahihleştirmek için aynaya bakma zorunluluğunun olduğunu ifade etmektedir çünkü diyor teknolojik dönüşümün de etkisiyle dede ve nine ile torun arasındaki kuşak farkı anne ve baba ile çocuk arasında hatta kardeşler arasına kadar inmiştir. İşte bu dönemde, böyle bir dönemde çocukları ve gençleri anlamanın daha önemli hale geldiğini ifade etmekte, anlamadan anlatmanın, anlamadan iletişim kurmanın imkansızlığını da bize hatırlatmaktadır.

Erdoğan Hoca, yaptığı çalışmayı edebiyatımızın deneme türünün dilini kullanan bir inceleme araştırma eseri olarak kabul etmemizi istiyor. Okuyucuyu sıkmayacak şekilde araştırma verileri, istatistikler ve akademik yaklaşımlardan da faydalandığını, kitaptaki fikirleri, eleştirileri ve iddiaları itiraza açık bir şekilde ele alıp incelediğini belirtmektedir.

Gençlik olgusu, üç Ana bölüm, üç ana başlık altında ele almıştır.

Gençlere yönelik olumsuz yargıların kelimelere yansıması, gençlere yönelik olumlu yargıların kelimeleri yansıması, gençlerin birbirine seslenişleri, çağımızdaki öncülerin ideal gençlik kavramsallaştırmaları ve Kur'an'daki feta kavramı ve gençleri nasıl tanımlamalı, onlara nasıl seslenmeli başlıkları birinci bölümün temel başlık ve sorunlarını oluşturmaktadır.

İkinci bölümde gençlere yönelik olumsuz yargılarımızın cümle halleri, Üçüncü bölüm de  gençlere yönelik ön yargılarını tasnifi, gençlerin yaşlılara yönelik önyargıları ve kitabın özet değerlendirmesi şeklindeki başlıklardan oluşmaktadır.

Erdoğan Hoca, çalışmada günlük konuşmaları, konferans ve benzeri konuşma metinlerini, yazı ve haberleri, dijital mecralara yansıyan gençlikle ilgili kelime ve cümlelerden ilk akla gelenleri ana malzeme olarak kullanmıştır.

Bu çalışmayla ulaşmak istediği şeyi de, gençlik kelimesinin ilk çağrışımının sorun olmaktan çıkmasını ve doğru anlamaya yönelik çabaların gelişmesini gerçekleştirmek olarak belirtmektedir.

Erdoğan Hoca, kitabında, gençlerin yüzyıllar öncesinden günümüze kadar sürekli uyum problemini temsil eden kesim olarak tanımlandığını, olumsuz sıfatların hızlı bir şekilde kendisine yakıştırılan kesim olduğunu ve gerçekte bu durumun günümüzdeki karşılığının ne ve nasıl olduğunu bize örnekleriyle sunmakta ve analiz etmektedir. Hepimizin gündelik yaşam akışında iç içe olduğu ve bize sıradan, çok doğal gelen kavramların gençlere yansıyan olumsuz özelliklerini, özellikle düzenli bir şekilde sınıflandırmakta ve gözümüze sokmaktadır. Analiz ettiği kavramların, kelimelerin etimolojisini ve semantiğini maddelerle değişik kaynaklardan bize aktarmakta ve analiz etmektedir. Bu kavramların değişik meslek erbaplarındaki yansıma biçimlerini örneklerle değerlendirmektedir.

Erdoğan Hoca olayın ve olguların anlaşılması ve açıklanması ile ilgili sistematik bilgiler vermekle kalmamakta aynı zamanda gençlere yönelik bu ön yargıların nasıl aşılacağına dair de alternatif çözümler ve görüşleri bizimle paylaşmaktadır.

Bu çalışmasının çok hızlı ve verimli bir şekilde okuyucuyla buluşması için -belki de tembel okuyucular için diyebiliriz- kitabının kısa özetini maddelerle kitabını sonuna yerleştirmiştir.

 BU KİTAPTAN HİSSEME DÜŞEN

GENÇLERE HİTAP EDERKEN kullandığımız ve kullanacağımız kelimeleri özenle seçmeliyiz. 

Gündelik yaşam akışında kullandığımız hitap kelimeleri toplu bir şekilde değerlendirildiğinde gençlerin belki de hırçınlaşmasının ve olumsuz tepki geliştirmesinin bir sebebidir ve aynı zamanda bir sonucudur.

Gençleri anlamak için bu alanda yapılmış bilimsel araştırma verilerini dikkate almalı onları incelemeliyiz.

Teknolojik dönüşümle birlikte bilgiye erişim piramidinin değişmesinden dolayı mevcut koşulları gençlik lehinde olumlu bir şekilde değerlendirmek durumundayız.

Her insana olduğu gibi özellikle de gençlere yönelik olumlu yaklaşımlar ve olumlu kelime kavramlarla hitap şekillerini kullanmak çok daha verimli karşılık, sonuç, verim alabiliriz.

Gençlere güvenin, güven verin.

Diğer Yazıları

Yorum Yaz