Peygamberin Mesajını Stratejik Ve Siyasi Olgular Üzerinde Okuma: Wadah Khanfar’ın İlk Bahar Kitabı Üzerine

Peygamberin Mesajını Stratejik Ve Siyasi Olgular Üzerinde Okuma: Wadah Khanfar’ın İlk Bahar Kitabı Üzerine

Hz. Peygamberin hayatı hiçbir Müslümanın bir an olsun ihmal edebileceği bir konu değildir.  Vahiy, Hz. Peygamberin mücadelesi üzerinden ete kemiğe bürünmüştür. Vahyin kapısı Hz. Peygamber as’dır. Vahyin anlam/anlama pratik merkezi biz faniler için Hz. Peygamber as’dır. O’nun örnekliği hepimizin zihnini her türlü vesveseden, iğfalden, zihin iğfal şebekelerinin fitnesinden muhafaza eden bir örnekliktir. Sıkıldığımız her yerde O’nun cihadı ve mücadelesi bakıp nefes alacağımız havamız, su içeceğimiz membaımızdır. Ve herkes kendi çapında O’nun örnekliğinden faydalanır; Krallar, alimler, cahiller, tüccarlar, komşular, akrabalar, kardeşler, dindaşlar ve bütün âdemoğlu Havvakızları O’ndan ve ailesinden kendisine düşen payı alır. O’da ahlakını Kur’dan almıştır. 

Hz. Muhammed as, her çağa hitap eden bir peygamberdir. Çağı çağımızdır. Mücadelesi mücadelemizdir. Bunun için her çağda O’nun mücadelesini güncelleyecek anlama çabaları, insan zihninin asla vazgeçemeyeceği bir entelektüel çabalar hep var olacaktır. 

Her insan O’ndan nasibince faydalanacaktır; kimi nefsi ve tasavvufi terbiye yönüyle, kimi, fiili cihadındaki duruşundan, kimi O’nun eğitim metodundan, kimi O’nun siyasi mücadelesinden, kimi O’nun ticaret ahlakından, kimi O’nun diplomatik ataklarından kendi konumuna göre kendisine pay alacaktır. 

Hz. Peygamber’in  hayatını anlatan siyer kitapları her Müslümanın hayatında okuduğu başucu kitaplarındandır. Ve çağımızda yazılan yeni siyer kitapları da zamanın ruhu ve bilincinin imkanlarını kullanarak Hz. Peygamberin mesajını ve mücadelesini çağın idrakine sunmayı hedeflemektedir. 

Hz. Peygamber as ile ilgili yazılan her kitap kendi üslubu, yöntemi ve perspektifi açısından okura yeni bir anlam kapısı aralar. Ve her yeni perspektif ve bakış açısı Hz.Peygamber as’ı anlamımıza yeni bir imkân sunar. Kimi kitaplar Hz. Peygamber as’ı belli açılardan ele alarak bazı özellikleri ön plana alırken kimi kitaplar bir bütün olarak O’nun evrensel mesajlarını bütünsel bir şekilde okumaya ve analiz etmeye çalışmaktadır.

Şu bir gerçek ki Hz. Peygamber as ile ilgili yazılan her kitap O’nun mesaj ve misyonunu bir yönüyle vurgulamak ve anlamak çabasıyla yazılmıştır.

Wadah Khanfar’ın İLK BAHAR kitabı da Hz. Peygamber as’ın hayatını anlatan diğer kitaplardan farklı bir özelliğiyle dikkat çekiyor.

Kitabın ana isminin altında ‘HZ. PEYGAMBER (SAV)’İN HAYATINA DAİR STRATEJİK VE SİYASİ BİR OKUMA’ ibaresi yer almaktadır.

Kitap, Hz. Peygamber’in mikro ve makro olaylardaki tutum ve tavırlarını hem o günün yerel ve küresel güç dengeleri açısından hem de İslam’ın evrensel mesajının o günkü yapılar ve olaylar üzerinden siyasi ve stratejik bir okumasını yapmaktadır. Okuma sadece o dönemin bir okuması ile sınırlı kalmamakta kendi çağımızda Hz. Peygamberi as’ın mücadelesinden hangi stratejik amaçları ve perspektifi  nasıl hasıl edebileceğimizi de kitabın sonunda somut maddelerle önümüze koymaktadır.

Bu çerçevede, o günün Arap toplumunun kabile yapısının nasıl bir siyasi harita ve denklem oluşturduğunu; kabilelerinin ekonomik güç kaynaklarını, kabilelerin o günün küresel güçleri olan Pers ve Roma/Bizans imparatorlukları ile olan siyasi bağlantılarını, Mekke’nin ve Kabe’nin Arap toplumu içindeki semantik ve siyasi sembol değerini stratejik derinlik temelinde siyasi bir okumaya tabi tutuyor. Bununla birlikte Kureyş’ın, Arapların kabilesel toplumsal ve siyasal sistem içindeki konumunu ve Kureyş’in diğer dönemin bilinen kabileleri ile olan sosyal ve siyasal etkileşimini bu kabilelerin Kâbe hizmetleri çerçevesinde nasıl bir dini ve siyasi organizasyon ve meşruiyet zemini oluşturduğunu yine stratejik bir derinlikle siyasal analize tabi tutmaktadır.

Stratejik ve siyasi okuma belli ki zihni sürekli teyakkuzda tutan bir analiz yeteneği kazandırıyor. Khanfar, klasik siyer kitap örneklerinde okuduğumuzda sadece tekil bir olayın tasvir ve duygusal atmosferini bize aktaran sahneleri tarihi kaynaklar üzerinden verilerle öyle bir besliyor ve olayın örgüsünü öyle mantıklı bir şekilde yeni bir anlam katmanına taşıyor ki insanın bundan etkilenmemesi mümkün değil. Etkilenmenin ötesinde olayın tarihsel bağlamlarını, sosyal arka planını, günümüz nam deyişiyle sosyolojik ana arter ve kılcal damarlar arasındaki etkileşim örüntülerini öyle yeniden örüyor ki insan birden kendisini tarihsel bir gerçekliğin ve hakikatin keşfiyle baş başa kalmış görüyor. Tarihteki sürekliliğin ne anlama geldiğini Khanfar’ın siyer okumalarında yeniden keşfediyoruz. Mesela siyer kitaplarında İbni Abbas ile Ebu Süfyan hakkındaki pasajlarda tarihin nasıl inşa edilmiş olduğunu keşfetmek ayrı bir okuma lezzeti sunuyor. 

Khanfar’ın, her şeyden önce Hz. Peygamberin bir insan olarak yaşadığı dönemi ve toplumu oldukça etkili, dinamik bir okumaya tabi tuttuğunu tekrar vurgulamak isterim.  Özellikle Hz. Peygamberin yöntemini çatışma ve mücadele olguları üzerinden analiz ederken insan kendisini farklı bir ufukta gezerken görebiliyor. Aynı şekilde Hz. Peygamberin o günün küresel güçleri ile kabile hayatı arasındaki etkileşimi nasıl mükemmel bir okumaya tabi tuttuğunu, kişisel gözlemlerini ashabının özgürce söylemleriyle nasıl harmanladığını Khanfar’ın metninde okurken insan anlama çabasının ve farklı bakış açılarının kıymetini bir kere daha anlıyor ve hatırlıyor.

Khanfar, Hz. Peygamberin hayatını stratejik ve siyasi bir okuma ile metni nihayetlendirmekle kalmıyor aynı zamanda zamanımızın nasıl bir stratejik ve siyasi okumaya tabi tutulması gerektiğine dair de çok yoğunluklu bir sonuç metni sunmayı da ihmal etmiyor.

Khanfar, insanın gerçeklik ve hakikat arasındaki mesafenin bu akışkan çağda çok daha fazla arttığını vurgulamaktadır. İslam’ın ve Hz. Peygamberin mesajını günümüze aktarmanın mümkün olduğunu ve bunun da ancak diri, canlı, dinamik ve çalışkan bir zihinle olabileceğini belirtmektedir.  Hz. Peygamberin mesajını o günün koşullarında olduğu gibi günümüze aktarmanın bir zihinsel tembellik olduğunu, Hz. Peygamberin esas mesajının özgürlük ve adalet üzerinden temellendirildiğini ve bu ilkelerle günümüzün evrensel söylemini oluşturmamız gerektiğini, bunun için de bu dünyada en geniş sayıdaki farklı insan topluluklarıyla bir arada, temel haklar, adalet ve eşitlik konusunda bir ve beraber olabileceğimizi bizzat Hz. Peygamberin hayatının stratejik okumalarından hasıl ettiğini görüyoruz.

Bu kitabı okuduktan sonra kendi payıma düşeni hisseyi kısaca arz edeyim. Bir Müslüman her daim Kur’an, Hadis ve Siyer okumalarını canlı tutacak. Sürekli bu lafızlarla iç içe yaşayarak düşünce zenginliğini bu alanlardaki temel ilkeler üzerinden sürekli inşa edecektir. Ama bunun için bu metinlerle muhakkak bir biçimde okuma eylemi bağlantısı içinde kalmak şarttır.

Diğer Yazıları

Yorum Yaz