Tevrat vaat edilmiş toprakları yalanlıyor!

Roger Garaudy, “İlâhî Mesajlar Toprağı Filistin” kitabında arz-ı mev’ûd’un, yani Vaat edilmiş topraklar ifadesinin Tevrat’a sokuşturulmuş bir hurafe olduğunu delilleriyle anlatır. Biz onları burada tekrarlamayacak ve konuyu bambaşka bir yönden ele alacağız.
Muharref, yani orijinali bozulmuş Tevrat’ta Allah Hz. İbrahim'e güya şu vaatte bulunmuş: "Göklere bak” dedi, “Yıldızları sayabilir misin? İşte, soyun o kadar çok olacak.” Tevrat (Yaratılış/Tekvin), 15/4
Allah bu sözde vaadini bir kere daha tekrarlamış: "Seni fazlasıyla kutsayacağım; soyunu göklerin yıldızları, kıyıların kumu kadar çoğaltacağım." Tevrat (Yaratılış/Tekvin), 22/17
Allah ki asla vaadinden dönmez (Âl-i İmrân, 9; Rûm, 6 ve diğer âyetler), peki Yahudileri çoğalttı mı? Allah’ın Tevrat’ta güya iki kere tekrarladığı o vaadine göre Yahudilerin en azından şimdiki Çin veya Hindistan’ın nüfusu gibi bir nüfusa olmaları gerekmez miydi? Dün de bugün de nüfusu en az olan halk Yahudiler değil mi? Bu hakikat, yani Yahudilerin çoğalmadığı, yıldızlar ve kumlar gibi olmadığı hakikati ortada apaçık dururken öyle bir vaadin tamamen sahte ve bütünüyle uydurma olduğu belli değil mi?
Yahudilerin ve günümüzde Siyonistlerin gerçekleştirmeye çalıştıkları şu vaat de aynen yukarıdaki çoğaltma vaadi gibi uydurmadır: “Mısır Irmağı'ndan büyük Fırat Irmağı'na kadar uzanan bu toprakları senin soyuna vereceğim.” Tevrat (Yaratılış/Tekvin), 15/18
Allah'ın minnacık bir halka, bir avuç Yahudi’ye Nil’den Fırat’a kadar olan o geniş toprakları vermeyeceğini Yahudiler anlamayacak, akledemeyecek kadar aptal bir halk mı? Öyle olsalar gerek. Bağnazlık demek ki zihinleri, akılları, idrakleri, dimağları, mantıkları kör edebiliyormuş!
İnsanlığın öldürücü virüsü olan Siyasî Siyonistler ile sözde dindar, aslında bağnaz ve yobaz olan Yahudiler, Tevrat’taki toprak vaadinin, kendi sayıların çoğalmamasıyla bizzat Tevrat tarafından yalanlandığını ve çürütüldüğünü neden görmek istemiyorlar? Bu yalanlamayı, bu çürütülmeyi niçin görmediklerini o iki kesime de sormak, hem de bütün dünya medyasında haykırarak sormak lâzım. Dahası, yeri göğü inletircesine sormak ve mutlaka cevap vermeleri için onları zorlamak, sürekli zorlamak gerek!
Nüfuslarının artması için sadece hahamlar ile dindar Yahudiler en az 8, 10 çocuk yapıyor, fakat diğerleri yapmıyor. Devletin onca teşvik ve desteğine rağmen Yahudiler çok çocuk sahibi olmuyorlar.
Bu gerçeği gören Siyonistler, “Madem bizim nüfusumuz artmıyor, öyleyse diğer milletlerin nüfuslarını azaltalım!” şeklindeki sinsi bir planla yarım asırdan fazla bir zamandır insan neslini mahvedecek bir yola giriştiler. Her türlü medya organıyla bu sinsi ve iğrenç emellerini gerçekleştirmek için yoğun bir seferberliği hayasızca yürütüyorlar. Yahudilerin ve onların en azılı kesimi olan Siyonistlerin başlattıkları bu son derece zararlı ve korkunç girişim şudur:
Eşcinselliği bütün insanlığa normal kabul ettirip meşrulaştırmak ve olabildiğince yaymak.
Günümüzde Siyonistler, bu konuda hayli başarılı oluyor ve medya da büyük ölçüde onların elinde olduğu için Rabbimizin bizleri uyarıp haber verdiği şu lânetli davranışlarını alenen sergiliyorlar: “İnsanlardan öyleleri vardır ki, bu dünya hayatı hakkındaki görüşleri senin hoşuna gider; (dahası), kalbindekilere Allah’ı şahit tutar, üstelik tartışmada son derece ustadır. İmkân bulduğu zaman da yeryüzünde fesat çıkarmaya, insanın ürününü ve neslini yok etmeye çalışır.” Bakara, 2/204-205
Siyonist medyanın etkisinde kalan Batılılar ve onları körü körüne taklit eden bizimkiler dâhil bazı Doğulular, eşcinselliği savunacak kadar şuursuzlaşmış bulunuyorlar. Siyonistlerin propagandasını papağan gibi tekrarlayan milletler kendi kuyularını bizzat kendilerinin kazdıklarının, geleceklerini bütünüyle mahvettiklerinin farkında bile değiller.
Batı’daki her televizyon dizisine, her filme, yeni yazılan pek çok romana mutlaka bir eşcinsel konuluyor. Bir Yahudi tarafından kurulan Netflix, içinde eşcinsel olmayan hiçbir filmi yayınlamıyor, reddediyor.
İbn Haldun, Mukaddime’de şöyle der: “İnsan neslinin yok edilmesi, bütün üremeyi durdurabilecek kadar etkili olan eşcinsellik uygulamasıyla doğrudan da gerçekleşebilir. Bu durum daha vahimdir, çünkü nesiller artık var olamaz, eşcinsellik ise zaten var olanın yok olmasına yol açar.” (Timaş, s. 551) Ben bu satırların sonuna şu dipnotu düşmüşüm: Hz. Ali şöyle buyurur: “Allah zinayı soyu sopu temiz tutmak için, eşcinselliği de neslin çoğalmasını engellediği için haram etti.” (Nehcü’l-Belâğa)
Siyonistler ileriye dönük şeytanî planlar yapıyorlar. Yüz yıl sonrasını değil, yüzlerce yüzyıl sonrasını hesap ederek tuzaklar kuruyorlar. Kabul edelim ki bu konuda son derece mahir, son derece becerikli ve haddinden fazla zekiler.
Şayet insanlık, melun Siyonistlerin sapkın, sapık ve beşeriyeti intihara sürükleyecek amaçlarını bilmez, onların aleti olur da gerekli tedbirler almazsa, yukarıdaki âyette belirtilen gerçek eninde sonunda kendisini gösterir ve o zaman da iş işten geçmiş olur.