Ey Hıristiyan! Selâhaddin Eyyûbî’ye Borcunu Öde!

Ey Hıristiyan! Selâhaddin Eyyûbî’ye Borcunu Öde!

 

Ey Hıristiyan! Saladin adıyla bildiğin Selâhaddin Eyyûbî’nin kendi özel doktorunu göndererek Haçlı ordusunun başkomutanı Aslan Yürekli Richard’ı (Richard the Lionheart; Richard Coeur de Lion) tedavi ettirdiğini bilirsin! Fakat sen kendi hayatını da Selahaddin Eyyûbî’ye borçlu olduğunu bilmezsin! 

“Ben hayatımı Selahaddin Eyyûbî’ye niçin borçlu olayım ki?” deme! Hem de bir kere değil iki kere borçlusun! Nasıl mı? Sana bunu izah edeyim.

Birinci borcun şu ki, sana bunu hiçbir zaman söylemediler, öğretmediler: Selâhaddin Eyyûbî Haçlılarla yaptığı bir savaşta üç bin Haçlı askerini esir alır. Bir iki gün onların karnını doyurur, fakat bakar ki onları beslemek çok zor ve kendi askeri aç kalacak, onlara şöyle der: “Sizlerin karınlarını doyurmaya benim gücüm yetmeyecek, sizleri aç bırakıp öldürmeme de benim dinim izin vermiyor! Sizleri serbest bırakıyorum, gidin, karınlarınızı doyurun, sizinle tekrar savaşalım!”

Ey Avrupalı ve Amerikalı Hıristiyan, onun serbest bıraktığı o üç bin esirden biri de belki senin atalarının atası idi! O yüzden sen hayatını, yani bu dünyaya gelmeni büyük ihtimalle Selahaddin Eyyûbî’ye borçlusun!

Ey Hıristiyan, senin hayatını ikinci kere Selahaddin Eyyûbî’ye borçlu olduğunu söylemeden önce kısa bir tarihî hatırlatmada bulunayım!

Bu tarihî hatırlatmayı sana Gustave Le Bon’un Arapların Medeniyeti (La civilisation des Arabes) kitabından özetle yapayım: 

“Haçlılar Kudüs’ü zapt ettiklerinde şehirdeki bütün Yahudi ve Müslümanları kılıçtan geçirdiler, kimseyi sağ bırakmadılar. Mescid-i Aksâ’ya sığınmış olan Müslümanları da o caminin içinde acımasızca doğradılar. Sadece kafalarını kesmekle kalmadılar, kollarını, bacaklarını da kestiler. Caminin içi diz boyunu aşan kanla doldu. Kiminin başı, o kan göletinde yüzerek başka bir bedenin başı oluyor, kiminin kolu başkasının kolu, kiminin bacağı da bir başkasının bacağı olmak için yüzüyordu. İçeride yükselen kan buharından Haçlı askerleri nefes alamayacak duruma geldiler ve camiden kaçtılar!”

Ey Hıristiyan, senin atalarının atalarının atasından biri de vardı muhtemelen o kan dökücü; baş, kol ve bacak kesiciler arasında!

Peki, Selâhaddin Eyyûbî Haçlılardan Kudüs’ü geri aldığında ne yaptı? İntikam mı aldı? Hayır! Bütün Haçlı askerlerini ve Kudüs’e dışarıdan gelip yerleşen bütün Hıristiyanları serbest bıraktı, onlardan sadece şehri terk edip gitmelerini istedi. 

Ey Hıristiyan, Kudüs’ten kovulan o Haçlı askerlerinden veya Kudüs’ten çıkarılan o yerleşimci Hıristiyanlardan muhtemelen biri de senin atalarının atalarının atasından biriydi!

Ey Hıristiyan, şimdi o borcu ödeme vaktidir! Lütfen Selâhaddin Eyyûbî’ye borcunu öde!

Ey Hıristiyan, Selâhaddin Eyyûbî’nin açlıktan ölmesinler diye salıverdiği o atalarını hatırla, o Hıristiyan esirleri hatırla da Siyonist canilerin, Siyonist kuduz köpeklerin göz göre göre açlıktan öldürmek istedikleri Gazze halkına sahip çık! Mazlum Gazzelilere, çocuklara, bebeklere yapılan o canavarlığı, o korkunç vahşeti durdur!

Ey Hıristiyan, Kudüs’ten sadece ellerinden silâhları alınarak çıkarılan Haçlı askerlerini, yine Kudüs’ten altın ve gümüşleriyle gitmelerine izin verilen o yerleşimci Hıristiyanları, evet muhtemelen senin atalarından biri olan o insanları lütfen bir hatırla! 

Ey Hıristiyan, onların canlarını bağışlayan Selâhaddin Eyyûbî’nin hakkı var sende, borcunu öde artık! Şimdi sıra sende! 

Ey Hıristiyan, tam bir kan dökücüler, gerçek bir barbarbarlar devleti olan İsrail’in ne kadar acımasız, ne kadar insanlıktan uzak, ne kadar insafsız, ne kadar gaddar olduğunu görüyorsun! Sen o alçaklara, o şerefsizlere, o insanlık düşmanlarına daha ne kadar müsaade edeceksin?

Ey Hıristiyan dünyasının insanı, sana sesleniyorum: İster dindar ol ister dinsiz, yeter ki vicdanlı ol! Vicdanlı ol da, insanlığın virüsü Siyonistler tarafından parayla satın alınan devletinin başkan ve yetkililerini protesto et! 

Ey Hıristiyan, senin devlet adamların insanlığın yüzkarası Siyonistler tarafından parayla satın alındılar! Siyonistler Trump’dan Siyonist İsrail’i her ne pahasına olursa olsun destekleme sözü alarak kendisine yüz milyonlarca dolar verdiler!

ABD senatörlerini de satın aldı Siyonistler, onun için günümüzün Hitler’i durumundaki İsrail Başbakanı o caniyi senatoda hiç utanmadan ayakta alkışladılar!

Ey Hıristiyan, sen sadece kendi devlet başkanlarını, devlet yetkililerini protesto etmekle kalma, Papa başta olmak üzere bütün din adamlarını da uyar! Âyin öncesi veya sonrası lütfen şöyle haykır: Gazze’de insanlar açlıktan ölüyor! Onları İsrail öldürüyor! Siz niçin susuyorsunuz! İsa Efendimiz size böyle olmanızı, bu korkunç zulüm karşısında sessiz kalmanızı mı emrediyor?

Ey Hıristiyan, ben sana söylemem gerekeni söyledim! Umarım sen de beni çok iyi anladın! Artık harekete geç!

Selâhaddin Eyyûbî’ye borçlu olduğunun bilincinde olanlara ve o borcunu ödemek için harekete geçen ve geçecek Batılılara selâm olsun!

(Not: Batı’da ikamet eden ve Gazze’deki insanlara acıyan bütün insanların, bulundukları ülkenin diline bu yazıyı çevirip bütün sosyal medyada kanallarında yayınlamaları çok iyi olur.)

 

Diğer Yazıları

Yorum Yaz