Gazze’de Dayanılmaz Bir Yıkım: Artık Yeter!

Gazze’de Dayanılmaz Bir Yıkım: Artık Yeter!

Gazze Şeridi, yirmi ayı aşkın süredir, açlığın, susuzluğun, zorunlu göçün ve bitmek bilmeyen bombaların altında hayatın en karanlık yüzünü yaşıyor. Ekmek kuyruğunda vurulan çocuklardan, yıkıntıların altından çıkarılamayan cansız bedenlere kadar her sahne, insanlığın tahammül sınırlarını çoktan aştı. Dünya ise, resmî açıklamalar düzeyinde sessizliğini ısrarla koruyor.

Açlık ve Susuzluk “Eşi Görülmemiş” Boyutta

Birleşmiş Milletler ajansları Gazze’yi “dünyanın en aç yeri” ilan etti; 500 binden fazla insan mutlak kıtlıkla yüz yüze. İsrail’in Mart–Mayıs 2025 arasında neredeyse tamamen durdurduğu yardım girişleri gıdayı, suyu ve ilacı ulaşılmaz kıldı. Tarım arazilerinin ve su kuyularının yüzde 80’inden fazlası yok edildi; temiz suya erişim günde kişi başı 1 litrenin bile altına düştü.

Ölü Sayısı ve Göç: Rakamların Ötesinde Bir Felaket

Sağlık Bakanlığı kayıtlarına göre 57 binden fazla Filistinli öldü; bunların en az 16 500’ü çocuk. Neredeyse tüm 2,3 milyon nüfus defalarca yerinden edildi. Sığınacak güvenli alan kalmadı; mülteci kampları havadan vuruluyor, hastaneler “hedef dışı” olmaktan çıktı.

Hastaneler ve Basın da Vuruldu

Dünya Sağlık Örgütü, savaşın başından bu yana 1 060’tan fazla sağlık emekçisinin öldürüldüğünü belirtiyor; sahra klinikleri bile bombardımandan payını alıyor. Aynı dönemde 2024, gazeteciler için kayıtlardaki en kanlı yıl oldu: Öldürülen 124 basın mensubunun 85’i Gazze’de, çoğu İsrail ordusunun ateşiyle yaşamını yitirdi.

“Güvenlik” Sözcüğünün Anlamı Kalmadı

Evler tek tek değil, mahalleler hâlinde yerle bir edildi; uykuya dalmak bile bir kumar artık. Babasından geriye sadece kimliği kalan çocuklar, ailesinin bütün fertlerini toprağa veren anneler… Bu coğrafyada ölüm, istatistiklere sığmayacak kadar sıradanlaştı.

Resmî Dünyanın Sessizliği

BM kuralları, Cenevre Sözleşmeleri ve insan hakları bildirgeleri, Gazze’de her gün çiğneniyor. Buna rağmen büyük başkentlerden yükselen tek ses, “endişe” veya “orantılılık” klişeleri. Bu suskunluk, sadece bombaların değil, vicdanların da ağır bir suç ortaklığına dönüştüğünü gösteriyor.

Artık Yeter!

Gazze halkı, alabileceği en ağır yara eşiğini çoktan geçti; bu savaşın uzamasına hiçbir insanî gerekçe kalmadı. Derhal:

1. Kalıcı Ateşkes sağlanmalı, tüm saldırılar durmalıdır.


2. Abluka ve kısıtlamalar son bulmalı; gıda, su, ilaç ve yakıt kesintisiz girmelidir.


3.Yeniden inşa için kapsamlı, bağlayıcı bir plan devreye sokulmalıdır.

 


Gazze, bugün insanlığın aynasıdır. O aynada, sessiz kalan dünya kendine bakmalı ve “hangi değere hizmet ediyorum?” sorusundan kaçmamalıdır. Çünkü orada ölen her çocukla, dünya vicdanı da biraz daha gömülüyor. Ve unutmayalım: Tarih, zulmü de suskunluğu da kaydeder; adalet ise bir gün mutlaka sözünü söyler.

Diğer Yazıları

Arefe Günü ve Aksa Tufanı

Arefe Günü ve Aksa Tufanı

  • 04.06.2025 / 17:25

Yorum Yaz